" Herkes Yasa Önünde Eşittir ve Ayrım Gözetilmeksizin Yasanın Korunmasından Eşit Olarak Yararlanma Hakkına Sahiptir... "

Haberler

5 Haziran Dünya Çevre Günü Kutlu Olsun …

shadow

1972 yılında İsveç’in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi.Ancak 2025 yılına geldiğimiz bu süreçte,ülkemizde ve dünya da yaşanan doğa katliamları ve çevreye verilen önem ve yapılan çalışmaların yeterli olmadığını göstermektedir.

Gelişmiş bazı ülkelerin kuzey kutbunda maden,gaz ve petrol aramaları,buzulların erimesine yol açarak,kutup ayılarının neslinin tükenmesine,fok ve ayı balıklarının ölümüne ayrıca dünya genelinde yeraltı ve yerüstü sularının kaybolmasına neden olmaktadır.

Ülkemizde Ormanlık alanlara maden ve taş ocağı ruhsatı verilmesi, siyanürle altın ve bakır aranması,çıkan orman yangınları sonrasında yanan ormanlık alanların ağaçlandırılmayıp imara açılması milyarlarca canlıya ev sahipliği yapan doğal akciğerlerimiz ve vatan toprağı olan ormanlarımızın yok olmasına neden olmaktadır.

Ülkemizde devlet tarafından çevre korumaya uygun olarak yapılan Termik santraller ile Çimento fabrikalarının özelleştirilmesi sonrası bunları işleten firmaların denetimlerinin yeterli derece yapılmadığı bacalarının filtresiz çalıştırılması ve kontrol edilmemesi sonucunda da yüksek düzeyde çıkan Asbest tozu ve Karbon monoksit ile Kükürt gazlarının büyük ölçüde çevre kirliliğine yol açtığı görülmektedir.

Ayrıca HES olarak tabir ettiğimiz Keban, Atatürk,Kral kızı,Çüngüş,Batman,Suşehri,Alpu ve  ismini sayamadığımız bir çok barajlarımızın düşük kapasitede çalıştırılması neticesinde ortaya çıkan enerji açığını kapatmak için,dağlık ve kurak arazilere kurulması gerekirken tarım arazilerine ve ağaçların kesilerek ormanlık bölgelere yapılan Rüzgar Türbinleri ile gereksiz bölgelere inşa edilen küçük barajların yapılması ormanların ve tarım alanlarının yok olmasına su yollarının değişmesine,dere ve göllerin kurumasına sellerin ve  toprak yapısının bozularak  heyelanların oluşmasına neden olmaktadır.

Fabrika ve Sanayi atıklarının derelere, göllere ve denizlere dökülerek atılması mavi yaşamın yok olmasına,bacaları filtresiz çalıştırılan termik santral ve fabrikalar ile motorlu taşıtlardan çıkan zehirli gazların yüzünden de gökyüzü ve atmosfer kirlenerek Eko sistem etkilenmekte ve soluduğumuz hava bozularak oksijenimiz bitirilmektedir 

Avrupa ülkelerinden çöp ve plastik-kimyasal atık ithalatı yapılmasına izin verilmesi ve bu atıkların topraklarımıza gömmek denizlerimize atmak ve yakmak suretiyle ve ülkemizde yok edilmesi sonucunda ülkemiz Avrupa’nın ÇÖP DEPOSU MERKEZİ haline getirilmiş,insanımız değersiz ve vatanımız yok sayılarak topraklarımız,sularımız ve mavi gök yüzümüz kirletilerek yaşam alanlarımız yok edilmektedir.

Ülkemize ve Vatan Topraklarına sahip çıkmak istiyorsak Ormanlık alanlara Maden ruhsatı vermeyelim, Çöp ,Plastik ve Kimyasal Atık ithalatını yasaklayarak durduralım,Çöp,plastik ve kimyasal atıklarımızı doğaya, denizlere,göllere ve derelere atarak topraklarımızı,sularımızı ve çevremizi  kirletmeyelim.

İnsan ve canlı  yaşamı için çok önemli olan Eko Sistem ve Eko Yaşam bozmamak için çevre ile ilgili kanunların çıkarılması veya Paris İklim Anlaşması gibi uluslar arası sözleşmelerin kabul edilmesi yeterli olmayıp,bu ruha uygun davranarak kanunların uygulanabilir olması çok önemlidir.

Türk’ün  sosyolojik ve kültürel yapısını düzenleyen Türk töresinde çevreciliğe gereken öneme fazlasıyla ve kat’i kurallarla yer verilmiştir. Zira suyu kirletmek ve ağaç kesmek yasaktır. Onun için vatanseverlik önce çevrecilikten başlar.

Ataları çevreci olan bir milletin mensubu olarak bu kurban bayramında azami temizliğe dikkat edilerek çevremizi koruyacak ve kirletmeyeceğimiz duygu ve düşüncesiyle 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Kurban Bayramınızı kutlarız.

 

Erol ŞAHİNGİL

Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği

Temsilcilikler Başdanışmanı