Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Toplumsal Direniş Bayramı Kutlu Olsun..
KIBRIS
MİLLİ KOORDİNASYON KOMİTESİ
National Coordinating
Committee
Of Cyprus
KIBRIS MİLLİ KOORDİNASYON
KOMİTESİNDEN
SAYGIDEĞER HALKIMIZA
DUYURULUR
Bugün (1 Ağustos 2020 Cumartesi) TÜRK’ün zaferler ayı
olan Ağustos'un başlangıcı. Atalarımızın Kıbrıs’ı (1571) fethinin 449.; KKTC
Güvenlik Kuvvetlerimizin (1976) kuruluşunun 44.; Kıbrıs Türk Mücahitler
Derneğinin (1975) kuruluşunun 45. ve Kıbrıs TÜRK’ünün temel taşı Efsanevi Türk
Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nin 62. yıldönümünü kucaklayan:
"TOPLUMSAL
DİRENİŞ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!..."
Ağustos TÜRK’ün acılı günlerinin feraha dönüştüğü bereket
ayıdır. Zaferler ayıdır. 6-7-8-9 Ağustos 1964 Şanlı Erenköy Direnişimizin ve
Yzb. Cengiz Topel’in şahadetinin de 56. yıldönümüdür aynı zamanda. Dünyanın
gözü önünde 1963-1974 arası tam 11 yıl adanın %3’ünde yok olma - var olma
savaşı veren Kıbrıs Türk’ü; 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtı sonrasındaki
ateşkes sırasında yaşanan acımasız soykırıma dur demek için yapılan (14 Ağustos
1974) 2. Barış Harekâtının 46. yıl dönümünü de bu ay içerisinde kutlarken
tarihi hakikatleri göz ardı etmemek zorundadır. Dün Batı dünyası ne ise,
bugünkü Batı dünyası yine odur. Değişen hiçbir şey yoktur. Türk’e karşı varolan
acımasızlık devam etmektedir.
Dünyanın TÜRK’e karşı daima duyarsız kalmışlarının, TÜRK
düşmanlığı ile yoğrulmuşlarının, sözde TÜRK dostu geçinenlerinin ve içimizdeki
gayr-ı TÜRK unsurlarının gözleri önünde dünyanın yeniden şekillendirilmeye
çalışıldığı bir dönemdeyiz. Kıbrıs üzerinde yine birtakım ayak oyunları
sergilenmede, Anavatan - Yavruvatan ilişkileri yıpratılmak istenmektedir. Bu
oyunlar ne ilktir ne de son olacaktır...
Kıbrıs Türk'ünü Ada'da yalnızlaştırma, Anavatan
desteğinden mahrum bırakma senaryoları gördüğümüz ve de sezdiğimiz kadarıyla
devam edecek; Türkiye'yi etkisiz kılmak amacına yönelik siyasi, ekonomik
oyunlar birtakım çevrelerce desteklenip, Kıbrıs konusundaki taviz talepleri
gündemde tutulacaktır. Türkiye’nin Mavi Vatan kararlılığında tavizsiz dik
duruşu, Ege ve Doğu Akdeniz’deki çıkışları, Libya’da yaşananlara kısmen de olsa
müdahil oluşu ve bu coğrafyada “Ben de varım” deyip bayrak yükseltişi; hiç
beklenmedik bir panik havasını Batıda yarattığı gibi Batı’nın sözde
müttefikimiz görüntüsündeki ülkelerinin de maskelerini düşürmüştür. Son
gelişmelerin ışığında karasularımız dahilinde olup Rodos - Meis Adası
açıklarında sismik araştırmalara başlayacağımızı ifade ile Oruç Reis araştırma
gemimizi ve savaş gemilerimizi bölgeye konuşlandırıp Navtex ilanımız; sözde
dost ve müttefik olarak addedilen devletlerde önce bir panik havası yaratmış,
sonra ise önce hafiften başlayan protesto, tehdit ve karşı güç gösterisi
sergilemeye yönelmişlerdir. Geçmişten günümüze kadar karasularımızdaki maalesef
fiilen işgale uğrayan adaları sahiplenen, bu adaları silahlandıran Yunan ve
Yunan’a arka çıkanlar son bir gayret ve çıkışla bu adaları işgal ederken
kendilerine ses çıkarmayan mahfillerden bir destek arayışına girmiş
bulunmaktadırlar. Türkiye’nin Güneydoğusundaki Suriye ve Irak bölgesi ile
yaşanan fiili duruma ilaveten, Libya’daki gelişmeler Ermenistan’ın Azerbaycan’a
saldırması ve Türkiye Azerbaycan Ortak tatbikatının zamanlaması; Güney Kıbrıs
Rum topraklarında Fransa’ya deniz ve hava üssü verilip Fransız kuvvetlerinin
bölgede konuşlandırılması, Yunanistan’ın Dedeağaç Bölgesinde ABD’ye hava ve
deniz üssü verilmesinin zamanlanmasını bu çerçevede değerlendirilmeliyiz.
Her ne kadar ala-i vala ile ortak vizyon belgeleri
imzalanıyorsa, her ne kadar geçmişteki BOP eş başkanlığından; bugün gelinen
noktadaki bir ileri bir geri dostluk görüşmelerinden dem vuruluyorsa da, Orta
Doğu’nun yeni haritasının gerçekleştirilmeye başlandığı bir dönemdeyiz. Kıbrıs
ve Güneydoğu bu şekillenmede hedeftedir. Geçmişte ABD Dışişleri bakanının
ağzından Ortadoğu haritasının yeniden çizileceğinden bahsettiği günden bugüne
geçen bu zaman diliminde yaşananlar menfaat peşindeki yağmacı, insanlıktan uzak
Batı Dünyasının niyetini açıkça sergilemektedir. Geçmişte ve günümüzde
kendileri dışında vahşet ve soykırıma duyarsız kalan Batı’nın (AB ve ABD’nin)
niyetleri; bize 1974 öncesi Kıbrıs’ta yaşananların tekrar yaşanabileceğini
ibretle hatırlamamızı gerektiriyor. Türkiye’yi zor durumda bırakmak amacıyla
çevremizde yaşananlar, oluşturulmaya çalışılan çember, çoklu hedef görüntüleri
Türkiye’yi sıklet merkezi seçmede zorluyor.
“Türkiye her türlü
zorluğu yenebilecek güçte bir ülkedir.”
Kimse Türkiye’yi küçük görmesin, KKTC varlığını yok
saymasın !.. Yaşananlar karşısında kendimize güvenmek, birbirimize kenetlenmek
zorundayız.
Bir takım yanlış hesaplar içerisindeki çevrelerin çok iyi
bilmesi gerekir ki: KKTC'den verilecek taviz; Anavatan Türkiye ve KKTC’deki
siyasi tabloyu altüst edecektir. Velev ki böyle bir durum zuhur ettiğinde
altüst olan tabloda TÜRK'ün Milli tepkisi sözde dost ve müttefik ülkelerin kısa
ve uzun vadede çıkarlarını da yok edecektir.
Geleceklerini böyle tehlikeli bir oyuna bağlayanlar iyi
düşünmek zorundadırlar... İçinde bulunduğumuz mübarek Kurban Bayramımızın
hayırlara vesile olması temennisiyle bu tarihi günlerin yıldönümünde; bu duygu
ve düşüncelerle şahadet mertebesine ererek bu toprakları vatan yapan ecdadımız
ile bu emanete canları pahasına sahip çıkan, direnen mukavemetçi
Mücahitlerimizin aziz ruhları önünde tazimle eğilir, YÜCE TANRIDAN
şehitlerimize rahmet diler, gazilerimizi şükranla yâd ederiz. Özellikle KKTC’nin
temel taşı efsanevi Türk Mukavemet Teşkilatı (T.M.T.)’nın hayatta bulunan
değerli mensuplarına TÜRK Milleti adına şükranlarımızı sunarız.
TÜRK VATANI
BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR.
TÜRK KIBRIS, BU BÜTÜNÜN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR.
DİL BİR, BAYRAK BİR, VATAN BİR OLDUKÇA BU BERABERLİK
SÜRECEKTİR!...
YAŞASIN VAROLSUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ. YAŞASIN VAROLSUN
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ.
Yakan CUMALIOĞLU
Kıbrıs Milli Koordinasyon Komitesi Başkanı